Kötülük nedir? Kul hakkı kötülük müdür? Birini öldürmek veya bir ağacı kesmek.
İnsan nasıl kötü olur? Doğuştan mıdır yoksa sonradan mı kötü olunur? Kötülük göreceli midir? vb. sorular kafamı allak bullak ediyor. Gelin beraber bunlara cevap vermeye çalışalım. Kötülük en basit tabirle bilerek yaptığın bir davranışta çevrendeki canlıların maddi ve manevi açıdan zarar görmesidir. Kötülük doğuştan gelen bir şey değildir en azından ben öyle düşünüyorum. Siz hiç bir hayvanı bile isteye öldüren veya eziyet eden bir çocuk gördünüz mü 3-4 yaşlarına kadar ne yapsanız da o çocuğa kötülük yaptırımasınız ama hayatını çevresinden öğrenen çocuk zamanla sizi taklit etmeye başlar. Yetiştirilme tarzı diyorlar ya aynen öyle. Ne demişler ne ekersen onu biçersin.
Kötülük problemi ya da şer problemi, din felsefesinde kötülük ile mutlak iyi olan bir Tanrı'nın varlığının nasıl bağdaştığı şeklindeki bir sorudur. Sorunu ilk olarak Epikür mantıksal bir formül ile ortaya koymuş, o zamandan beri de felsefe ile hiçbir ilişkisi olmayan kişilerden filozoflara kadar hemen herkesin zihnini meşgul etmiştir.
Kötülük problemini ilk olarak Epikür ortaya atmıştır.
Problemin sunuluşu ve versiyonlarıDüzenle
M.S. II. yüzyılda yaşamış bir Kilise Babası olan Lactantius’un (ö. M.S. 340) aktarımına göre Epikür kötülük problemini bir ikilem biçiminde şöyle formüle etmiştir:[1][2]
Tanrı, ya kötülükleri ortadan kaldırmak ister de kaldıramaz; veya kaldırabilir, ama kaldırmak istemez; ya da ne kaldırmak ister, ne de kaldırabilir; yahut da hem kaldırmayı ister hem de kaldırabilir. Eğer ortadan kaldırmak istiyor da kaldıramıyorsa, O her şeye kadir değildir; ki bu durum Tanrı’nın karakteriyle uyuşmaz; eğer ortadan kaldırabiliyor, fakat kaldırmak istemiyorsa, O kötü niyetlidir; ki bu da aynı şekilde Tanrı ile uyuşmaz; eğer O ne ortadan kaldırmayı istiyor, ne de kaldırabiliyorsa, hem kötü niyetlidir hem de her şeye kadir değildir; bu durumda da Tanrı değildir; eğer hem ortadan kaldırmayı istiyor, hem de kaldırabiliyorsa – ki yalnızca bu Tanrı’ya uygundur–, o zaman kötülüklerin kaynağı nedir? Ya da o kötülükleri niçin ortadan kaldırmamaktadır?Epikuros
Problemin bir başka sunuluşu yüzyıllar sonra David Hume tarafından Din Üstüne Diyaloglar adlı eserinde Philo’nun ağzıyla şöyle yapılmıştır:[1][2][3]
Tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor?Öyleyse o güçsüzdür.Yoksa gücü yetiyor da kötülüğü önlemek mi istemiyor?Öyleyse o iyi niyetli değildir.Hem güçlü, hem de iyi ise, bu kadar kötülük nasıl oldu da var oldu?David Hume
Problem değişik versiyonlarla defalarca tekrarlanmıştır. Kötülük probleminin çok bilinen bir versiyonu da çağdaş filozof John L. Mackie tarafından ileri sürülmüştür.:[4][5][6]
Tanrı vardır.
Tanrı mutlak iyidir.
Tanrı her şeye kādirdir (Her şeye gücü yeter).
Kötülük vardır.
Yukardaki maddelerden herhangi üçünü kabul eden kişi, dördüncüsünü reddediyor olmalıdır. Yani:
Eğer Tanrı varsa (madde 1) ve mutlak iyiliği (madde 2) istiyorsa ve istediği her şeyi yapabilecek kadar güçlüyse (madde 3) kötülük olmamalıdır.
Eğer Tanrı varsa (madde 1) ve sadece iyiliği istiyorsa (madde 2), fakat Dünya'da kötülük varsa (madde 4) Tanrı istediğini yapamıyor demektir. Böylece Tanrı her şeye kādir değil demektir.
Eğer Tanrı varsa (madde 1) ve her şeye kādirse (madde 3) ve kötülük de varsa (madde 4), Tanrı kötülüğü yaratmış ve mutlak iyi değildir.
Son olarak, eğer Tanrı aynı zamanda mutlak iyi (madde 2) ve her şeye kādirse (madde 3) ve buna rağmen kötülük varlığını sürdürüyorsa (madde 4) böyle bir Tanrı var olamaz.
Din felsefesinde bu sorulara cevap bulma çabasına genel olarak teodise denilmiş ve burada sorunun çözümüne çalışılmıştır.
Kötülük problemi bir dizi teolojik sorun yarattığı için birçok filozof önce "kötülük" kavramını sınıflandırmaya çalışmıştır. Leibniz'e kadar, özellikle de Hristiyan düşünürler, iki tür kötülükten söz etmiştir:
Doğal kötülük ya da fiziksel kötülük: Çağdaş Hristiyan teolog John Hick'e göre "hastalık yapan bakteriler, depremler, fırtınalar, kasırgalar, kuraklıklar ve benzeri durumlarda insan eylemlerinden bağımsız olarak meydana gelen kötülükler" bu gruptan sayılır.
Ahlakî kötülük: Acımasızlık, adâletsizlik, aldatma, kıskançlık, savaş, soykırım, yalan, zulüm v.b. insan kaynaklı kötülüklerdir.
Bu sınıflandırmada ahlakî kötülüğün sorumlusu olarak insanın kendisi ve özgür iradesi gösterilmiş, tartışma "doğal kötülük" kısmında süregelmiştir. Leibniz bunlara daha sonra bir de "metafizik kötülük" kavramını ekleyecektir. Çağdaş teologlar kötülükleri bugün de kaynaklarına göre benzer şekilde sınıflandırmaya devam ederler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder