Bazı canlılarda doğranan yada kopan bir organın yerini yenisiyle yeniden oluşturulup değiştirilmesi vakası da denebilir biz için eskilerden kurtulma, bizim için daha iyi olabilecek bir başlangıç yapma benzer biçimde bir vaka da denebilir. Birinci anlamı oldukca ilmi bilgi gerektirdiğinden ve biyoloji bilgim liseden kalma bilgilerim olduğu için ben de kendimce ikinci anlamının üstünde duracağım. Ben yenilenme vakasına bir türlü giremiyorum nedenini de bilmiyorum. Deniyorum deniyorum fakat olmuyor. İrade eksikliği mı var yoksa yanlış yol mu takip ediyorum anlamış değilim. Benim yenilenme kararım hani klasiktir yeni sene kararları hepimiz bir karar alır fakat kimse uygulamaz. Ha işte benim yenilenme kararım da acaba bunun benzer biçimde bir sebepten mi bir türlü uygulanamıyor kendim tarafından.
şimdilerde bir çok kimse yeni bir karar alabilmek için hepimiz için veya ancak kendisi için hususi bir günü bekliyor; doğum günü, yeni sene, hafta başı benzer biçimde. Bunları
kullanmamızın aslına bakarsak mühim bir nedeni dışsallaştırma müdafaa mekanizması. başlangıç olarak ele aldığımız zamana gelecek olursak o günden öncesi, o vakit diliminde yaşadığımız ve ruhumuza ağır gelen deneyimleri o yıla, o yaşa atfederek
bir tek bırakıyoruz. Çoğu müdafaa mekanizması benzer biçimde bu da sonucunda kullanıldığında bizi koruyan, zarar vermeyen ancak
fayda da sağlamayan bir müdafaa mekanizmasıdır.
yeni yılda yepyeni bir başlangıç yapmış olup 10 kg, 100gram vereceğim, spor yapacağım vs benzer biçimde kendini ileri taşıyacağını planladığı kararlar alır. herhalde de bunlara kötü kararlar demiyorum hatta dosdoğru uygulandığında kişiyi ileri bile taşır. benim burda üstünde duracağım mevzu kendi manevi yolculuğum olacak.
şimdilerde özlemini çektiğimiz, bir çok vakit arasında olsak bile farkedemeyecimiz kadar yoğun olduğumuz ve kıymetini ne vakit ki kaybediyorsak o vakit anladığımız saadet. değeri pek meçhul saadet bizi derin hayal deryalarındaymış benzer biçimde hissettirir, aşka benzetemeyiz mutluluğu.elbet aşık şahıs mutludur fakat mukabil bulamazsa kendine oldukca zarar verdiren işlere kalkismasina neden olan bir duygudur aşk.fakat sevinçli olmadığımız vakit çok da derin bir felaket yaşamayız bir çok vakit. sevinçli bir fert olabilmek için "carpe diem" şu demek oluyor ki anı yaşamayı öğrenmeliyiz.
mutluluğun da sevgi benzer biçimde mütevazi tutulması ihtiyaç duyulan ve abartılmaması şahıs için daha sıhhatli sonuçlar doğuracak olan bir olgudur. mutluluğu ne kadar oldukca abartırsak sevinçli olmamız o aşama zorlaşır. tipki bir resmi ne kadar büyütürseniz kalitesinin de o denli düşeceği doğruyu benzer biçimde.
Yenilenme
Hayvanlar
Canlılar ailesinin olmazsa olmazı. Ekosistemimizde faydası en çok olanlar. Ve bizler onları yiyoruz, kürkleri için öldürüyoruz, deney malzemesi yapıyoruz. Bu çok vahşice değil mi?
Hayvan hakları savunucusu gibi olacak ama onlar da birer can taşıyor. Onlar da yaşamayı en az bizim kadar hakediyorlar. Üstelik bu dünyanın sadece bize tahsis edilmiş olduğunu da nerden çıkardık ki her şeyi böyle sahiplenir olduk ve çevremize karşı bu kadar merhametsiz olduk. Kendimizi kaybettik hayvanlara işkence ettik onlara tecavüz etmek gibi çeşitli iğrençlikler yaptık. Bu da yetmezmiş gibi kendimizi haklı bulduk. Biz insanız istediğimizi yaparız. Burası bizim çöplüğümüz. Doğru burası bizim çöplüğümüz ve biz de bu çöplükteki çöpleriz. Umarım burası bizim çöplüğümüz ve biz ıstediğimiz atı koştururuz diye bağıranlar kendi çöplüklerinde boğulurlar.
onlar da kendi alemlerinde yaşar. onların da bir ailesi var. onlar da yaşamak için mücadele ediyor. Evimizde besleriz bazılarımız ama bu ne kadar doğru bilemiyorum.sokaklarda aç ve susuz bir şekilde gezmeleri bir yana bir de bizim onlara davranışlarımız beni derinden sarsıyor. kendimize bir çeki düzen vermeliyiz. onlar bizim gibiler diyecem ama onlar hayatla daha ciddi bir mücadele içinde oluyorlar. Çok zor. Bazen, bir günlük yemek için, yağan yağmurda soğukta ve çaresiz bir şekilde çöpleri karıştırırken biri gelir önümden çekil diyerek karnına bir tekme savurur. Hayvan bir şey diyemez dili yoktur ki onun. günlük hayatımızda hastalanan, kanadı kırılan, sokaklara, bahçelere, düşen hayvanlar var. Bazen merhametli biri tarafından kurtarılıyor olsalar da çoğu zaman acı içinde ölüyor ya da öldürülüyorlar. Aslında kıyamet çoktan kopmalıydı. Bu kadar acı gören başka canlı türü var mı bilmiyorum. Hepimiz kötüyüz demiyorum tabii.
Hayvanlar söz konusu olunca kişileri iki ana parçayı ayırabiliriz; Hayvan severler ve hayvan sevmezler. ama bu ayrımı yapmak hatalıdır. Çünkü bir insan tam olarak kötü insan, tam olarak iyi de olamaz.Muhakkak bazı yönlerden iyi ve bazı yönlerden kötüdür. Tüm canlıları bir bütün olarak ele aldığımızda işte o zaman yaşamanın güzelliğini ve zevkini tadarız. Bazı insanlar 'Ben yalnızca kedileri severim' veya 'Sadece köpekleri severim, kedilerden nefret ederim!' derler. Kimisi hayvan sevgisini abartıp onunla evlenirler. Bazıları da Nefretini ileri boyutlara taşır. hayvanlara sırf zevk için işkence eden caniler var bu dünyada.
Bilim ve teknoloji
Vücudumuzda kaç hücre var? Beynimizin yüzde yüzünü kullanırsak ne olur? İnsanlar uçabilir mi? Bu ve bunun gibi sorulara bugün bilim sayesinde cevap verebiliyoruz. Hatta işin içine teknoloji de girerse daha neler yapabiliriz neler. Işınlanma filan...
Benim en çok merak ettiğim zaman yolculuğu. Acaba bulunmuş mudur? Zamanda yolculuk yapabildiğinizi bir düşünün ben en çok şu hayatımızdan çıkaramadığımız teknolojik aletlerin ilk yapıldıkları ana gitmek isterdim. Bence bulunmuştur da herkesten saklıyorlardır. Gerçi bende bulsam ben de saklardım. Eğer herkes zamanda yolculuk yapabilseydi bu tam bir kaosa neden olurdu. Gerçi doğru mu bilmiyorum ama eğer geçmişe gidip dedenizi öldürürseniz (büyükbaba paradoksu) babanız hiç doğmamış olacak dolayısıyla siz de hiç doğmamış olacaksınız. Gibi ünlü paradokslar geçmişe gitmenin imkansız olduğunu söylüyorlar ama benim umudumu diri tutan şey şu çoklu evren teorisinde bulunan teorisyenler. Şöyle diyorlar kendileri eğer geçmişe gidip dedenizi öldürürseniz bunu geldiğiniz evrende değil de alternatif bir evrende yapacağınız için dedeniz başka bir evrende sağ kaldığından ötürü siz dedenizi öldürseniz bile yaşamaya devam edersiniz. Gerçi bu zamanda yolculuk olayını zaman başlığı altında başka makalemde detaylıca anlattım ama konumuz bilim ve teknoloji olduğundan dolayı biraz olsun bahsetmeseydik olmazdı. Ha birde Philadelphia diye bir olay da var hani şu meşhur deney. Amerika’nın pensilvanya eyaletinde düşman radarlarına yakalanmamak için gemiler üzerinde görünmezlik olayını gerçekleştirmeyi planlıyorlar. Aslında bu da ayrı bir başlık olabilirdi de neyse devam edelim deney ekibinde Nikola Tesla ve Albert Einstein da vardı. Düşünün iki dahi yanyana bu yüzden ayrı başlık olmalı diyorum ya. Neyse kısa kısa anlatayım fırsat olursa ayrı bir başlık acarım deneyin sonunda ışınlanmayı buluyorlar ama nasıl olduysa bunun sadece bir uydurma olduğu haberini yaydılar. Neden bilmiyorum. O zamanlarda bile bu kadar ciddi çalışmalar varsa şimdiyi düşünmek bile istemiyorum. Sanırım terminatör filmi gerçek olacak.
Hayatımızın her alanını büyüleyen teknolojiden kaçmak mümkün değil. Dezavantajları düşünmeden “avantajlardan” yararlanmaya devam ediyorum. Teknoloji, tarihte bilim ve mühendislikten önce geldi. Bunlar, insan ihtiyaçlarını karşılayan alet ve yardımcı aletleri yapmak veya imal etmek için gereken bilgi ve becerilerdir. Endüstriyel alanlarla ilgili üretim yöntemlerini, araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgilerdir. Bilimin pratik yönlerini gösterir. Günümüzde keşfi kolaylaştıran veri paylaşımının aktif bir parçasıdır. Teknoloji, insanın hayatı kolaylaştırma ihtiyacından doğdu. Makalemiz sınırsız bilime genel bir bakış sunuyor. Teknoloji sitesinin faydaları, teknolojinin son birkaç yüzyılda insanlara neler getirdiğini ve getirdiği faydaları açıklamaya yetmez. Teknolojinin hayatımıza katkısını özetlemek için tek başına televizyon ve bilgisayarın faydaları bile yeterlidir. İnsanlara doğrudan ve dolaylı olarak on binlerce faydasını anlatabiliriz. Teknoloji sayesinde bilgi alışverişi kolaylaştı. Dünyanın yarısında olup bitenlerin anında bildirilmesi, hayatı daha kolay ve daha rahat hale getirir. Evden online satın alın, birkaç mil uzaktaki veya dairenizin 10. katına kadar olan etkinlikleri 2 dakikada anında izleyin. Günümüzde sağlık sektörü hemen hemen her sektörde teknolojiye güvenmektedir. DNA analizi, analizi ve cerrahi gibi birçok tıbbi uygulama teknoloji ile mümkün hale getirilebilmektedir. Teknoloji sayesinde birçok ölümcül hastalığa çare bulundu. Teknolojiye katkı sağlayan en önemli sektörlerden biri ulaşım sektörüdür. Kara, hava ve deniz taşımacılığının tüm araçları teknik ürünlerdir. Bir at bir gün, bir teknik araba birkaç saatte geçebilir, bu da başta dünya olmak üzere ülke ekonomisinin gelişmesine, sanayi ve eğlencenin yükselmesine yol açar. .. Günlük hayatımızda kullandığımız küçük ev aletleri, asansörler, ev aletleri ve daha birçok teknik cihaz zamandan tasarruf sağlar ve verimli hizmetler sunar. Teknoloji, eğitimin tüm yönlerini etkiler. Örneğin öğrenciler uzaktan teknik araçlarla ve basılı teknoloji kitaplarıyla okula geliyorlar. Basım ve yayıncılık sektöründe kullanılan teknoloji, çok kısa sürede binlerce baskının basılabilmesini sağlar. Örneğin bir matbaada bir saatte binlerce kitap basabilirsiniz. Medya departmanı haberleri teknolojiyi kullanarak yayınlar. Kameralar, kameralar, kayıt cihazları ve uydu sistemleri teknik ürünlerdir. Televizyon ve radyo teknoloji ile mümkün hale getirilebilir. Suçluları yakalamak için teknoloji kullanılıyor. Bu amaçla kullanılan güvenlik kameraları, alarm sistemleri, lokasyon sistemleri ve telsizler teknolojik ürünlerdir. Eğlence, müzik ve reklam endüstrileri tamamen teknolojiye bağlıdır. Albüm, oyunculuk, reklam ve müzik videoları, konser, film ve tiyatro oyunları hazırlamak için gerekli beceriler. , sürat tekneleri, ses hızının üzerindeki uçaklar, insansız hava araçları, hafif uçaklar, yatlar vb. teknoloji insanlığa hizmet edebilir. Bu konuda göreceli bir durum var. Başka bir deyişle, teknolojinin neden olduğu problemler teknoloji ile çözülebilir. Karşılaştırma için, kayıplardan bahsedelim: ülkeler teknolojilerine güvenerek savaşırlar. Atom bombaları, kitle imha silahları, füzeler, nükleer silahlar, biyolojik silahlar ve savaş uçakları teknoloji kullanılarak yapılmaktadır. Teknoloji insanları tembelleştiriyor ve sakin bir hayata alıştırıyor. Tüketimi artıracak teknoloji, dünyayı yeraltı ve hava kaynaklarını tanıştırdı. Yorgunluk yok. Bugün her türlü teknik ürüne binlerce lira harcıyoruz. Bir zamanlar lüks olarak görülen ekipmanlar artık bir ihtiyaç haline geldi. Küresel ısınma gibi çevre sorunları söz konusu olduğunda, teknoloji ile ilgili faktörler var. Örneğin, teknolojik tesis atıkları da çevreye atılmak için kullanılır ve nükleer teknoloji gibi süreçler kalıcı çevre felaketine yol açar. Teknolojinin belirli uygulamaları toplumda etik, ahlaki ve kültürel sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bazı değerleri olumsuz etkilemiş, bazılarını da yok etmiştir. İnternette paylaşılan bilgiler herkes tarafından kullanılmaya başlandı. İnsan gücünün yerini makineler aldı. İstihdam sorunları ortaya çıkmaya başladı. Makine verimliliği, insan verimliliğiyle karşılaştırılmaya başlandı. Bazı meslekler teknolojiye boyun eğmeyecek, bazıları ise teknolojiye direnecek. Bugün klinik "teknoloji bağımlılığı" için açıktır. Teknoloji, elektrik demektir. Her türlü teknik ekipman elektrik kullanır. Bu nedenle teknik ekipmanların yaydığı elektromanyetik dalgalar başta beyin nöronları olmak üzere vücudun elektromanyetik alanlarını olumsuz etkiler. Teknik ekipman her yerde radyasyona ve elektromanyetik dalgalara maruz kalma riskini artırır. Çocuk ve ergenlerin yaşamlarını olumsuz etkileyen yüz yüze iletişimi azaltır. Yeni nesil sağlık sorunları ortaya çıkmaya başlıyor. Depresyon, stres ve uykusuzluk gibi teknolojiye bağlı rahatsızlıklar, teknoloji teknolojisinin tanımını ve önemini artırmaktadır. Bu, çeşitli mal ve hizmetleri üretmek ve amaçlarına ulaşmak için kullanılan teknolojileri, süreçleri, becerileri ve yöntemleri içerir. Bilimsel düzenlemeleri veya araştırmaları genellikle "teknoloji" olarak adlandırılır. Her türlü mühendislik süreci için mühendislik malzemeleri, bilgi, makineler, bilgisayarlar, teknoloji cihazları ve daha fazlası. İnsanların hayatı kolaylaştırmak için bilimi kullanmak için deneyimledikleri teknolojik sürece genellikle "teknoloji" denir. Doğal kaynakların kullanımıyla başlayan teknolojiler genellikle insan ihtiyaçlarından evrimleşmiştir. Her ihtiyaç farklı teknolojilerin gelişmesine yol açmıştır. Tekerleğin icadı teknolojik bir devrimdi. Yazıcının ve telefonun icadı toplumun kaderini değiştirdi. Sonunda, İnternet'in keşfi iletişimde bir devrim yarattı. Topluluk etkileşimi ve iletişimi için kaynaklar aniden İnternet'e döndü. Nükleer ve askeri teknolojinin gelişmesi, ulusları yeni teknolojiler icat etmeye yöneltmiştir. Bugün yapay zeka, nanoteknoloji ve parçacık teknolojisi hakkında konuşacağız. İşte teknolojinin önemine dair bazı örnekler. Örneğin, 90'ların sonunda cep telefonu olmadan nasıl yaşanır? Aynı zamanda internet hayatımıza girmiş ve her alanda yeni atılımlar yaratmıştır. İnternetin olmadığı bir çağda yaşayan insanlar internetin önemini daha iyi anlayacaklardır. Daha da geriye gidelim. Edison'un elektriği icadı teknolojik bir ilerlemeydi. Elektriğin eksikliğinin önemini daha iyi anlıyoruz. Günlük hayatınızda kullandığınız teknolojik cihazları birkaç gün kullanmayınız. Teknolojinin önemini daha iyi anlayacaksınız. Sonuçta günümüz ülkelerinin gelişmişlik düzeyi, sosyal yapısı ve askeri harcamaları teknolojik değişimlerle belirleniyor. Aynı zamanda "zanaat ve sanat bilimi" olarak kabul edilir. Teknolojinin sosyal etkisi ve doğası ile ilgilenen felsefe alanı "teknoloji felsefesi" olarak bilinir. En eski disiplinlerden biri olan teknoloji felsefesinin kökleri antik Yunanistan'a dayanmaktadır. Birçok tanınmış tarih filozofu bu tekniği eleştirmiş ve sorgulamıştır. İlk sabit disk 1980'de üretildi. "Teknik harika" olarak adlandırılan bu disk, yaklaşık 250 kg ağırlığında ve
0.000 dolara mal oluyor. Türkiye'de internet kullanıcı sayısı 2017'de nüfusun %67'sine ulaştı. Bu oran 2016'da %61 civarındaydı. Dünya nüfusunun yarısından fazlası en az bir cep telefonu kullanıyor. Dünyadaki tüm paranın sadece %10'u nakit olarak yapılıyor. Diğer kısım ise tamamen dijital teknoloji veya kripto para birimidir. Bilim adamları, mikropartikülleri oksijenle doldurma tekniğini kullanarak suda nefes alma zorluklarının üstesinden gelmenin bir yolunu buldular. Bombayı bulmak için arılar üzerinde deneyler yapılıyor. Teknolojinin önemini vurgulamak için İrma Erdoğan'ın hit filmi Vizontele'den bir satır paylaşın. “Dergi iki gün sonra burada yayınlanacak. anlaşıldı
Yaratılış teorisi
Birçok insanın savunduğu bir teori. Bu teoriye göre evrenin bir yaratıcı tarafından yaratılması gerekiyor. Hani şu meşhur söz vardır: bir iğne ustasız, bir gemi kaptansız ve bir yazı katipsiz olmaz. Yani demek istediği ortada bir yaratılan varsa bunun bir yaratıcısı olması gerekir. Şöyle bir bakın etrafınıza etrafınızda ne varsa hepsinin bir ustası vardır mesela bir tuğla yığını ve yanında bir duvar örmek için gerekli malzemeler olsun. Bunlar kendi kendine bir araya gelip bir bina meydana getirebilir mi? Cevap: hayır. Hatta şimdi aklıma geldi risale-i nur talebesiydi yanlış hatırlamıyorsam. Adam bir pilot kalem örneğinden yola çıkarak ateizmi çökerttiğinden bahsediyordu. Onun konuşmasından ben şu çıkarımda bulundum : bu kadar basit bir alet bile kendiliğinden oluşamıyorsa bu “kusursuz" kainat da kendiliğinden oluşamaz demek ki onu yaratan bir yaratıcı var o da Allah’tır. Böyle sayısız örnek var bu yaratılış konusunu ispatlama çabası üzerine ama bana göre hepsinin kaçırdığı bir nokta var madem var olan herhangi bir varlık bir yaratıcıya gereksinim duyuyorsa bu mantıkla Allah’ı da yaratan bir varlık olması gerekmez mi? Böyle bir savunma yapıldığında Allah yaratıcıya gerek duymaz o ne doğmuştur ne de doğurulmuştur gibi bir cevapla karşılaşırsınız. İyi de neden bu doğmamış ve doğrulmamış özelliğini sadece Allah için geçerli kılıyorsunuz. Diğer tanrılarda da bu özellik var olmasına rağmen neden onları da kabul etmiyorsunuz. Neyse devam edecek olursak Allah kainatı yarattı.(Neden yarattıysa hâlâ çözmüş değilim) melekler filan... bilmem kaç çeşit bin âlem. En sonunda canı sıkılmış olacak ki âdem peygamberi yaratıyor topraktan. Bu toprak olayı da apayrı bir olay. Allah meleklerine seslenir ademi yaratacağım diye. Allah'ın Her konuda her dediğini sorgusuz sualsiz kabul eden melekler bu konuda nedense bir itiraz girişiminde bulunurlar. Biz sana durmadan ibadet ve itaat ediyoruz. Neden sana karşı çıkacak ve sana isyan edecek canlılar yaratacaksın ki. Ve Allah ben sizin bilmediğinizi bilirim der ve kestirip atar konuyu. Cebrail’e emreder dünyanın çeşitli yerlerinden farklı farklı toprak türleri getir (kimisi de derki bu farklı topraklar ırkları temsil eder) Neyse Cebrail gider tam toprağı alacakken toprak dile gelir ve benim toprağından eksiltme diye yalvarır. Cebrail ne yapsa da alamaz ve eli boş döner. bir meleğin sorgusuz sualsiz Allah’ın emrini yerine getiren bir varlık olması gerektiğine rağmen. Bu sefer Mikail gider aynı senaryo onda da yaşanır. İsrafil derken en sonunda meşhur Azrail gider ve toprağın yalvarışına aldırmadan toprağı alır ve allah’a götürür (kimisi de der ki bu yüzdendir ki canlıların canını almakla Azrail görevlendirilmiştir) Allah toprağa şekil verir ve ruhundan üfleyerek can verir ve onu cennetine koyar. Böyle böyle olaylar gelişir. Gelişir gelişmesine de Söyler misiniz bana okuyanlar, okuduklarını anlayanlar, onu yargılayacak ve reddedecek cüreti nasıl kendinde görürsün diye çıkışmayın. Ben ise onlara cevaben şu manifestomu okuyorum.
klanının üyeleri, medeniyet abidesi, varoluşun nihai formları ve en canlı varlıklar, varlıktan cam gibi olmamaya değişen, potansiyellerinin farkına varmadan mühürlenmiş zarflar. Şimdi korkmayı bırakın ve kendinizi ve içindeki dünyayı keşfetmeye başlayın!
Biz insanlar bilinmeyenden korkarız. Bilinmeyen, varlığımızın bütünlüğünü tehdit eden bir olgudur ve biz onu kaçınılması ya da araştırılması ve tüm sırlarının geri alınması gereken bir olgu olarak kabul ederiz. Durumun yaklaşık
kişinin zayıflığından ve dünyadan soyutlanma nedeniyle bir kaçış refleksinin gelişmesinden sorumlu olduğu düşünülüyor, ancak yaklaşık
kişi için bilinmeyen her fenomen bir depo, keşfedilecek hazineler olarak kabul ediliyor. Bilim ve sanat gibi tüm meslekler, insanlığın bu muazzam yaşam hazinesini keşfetmek için yarattığı araçlardır. Hiç şüphe yok ki, bu keşif o kadar kolay olmayacak,
, insan hayatını ve insanlığın asırlarını alabilir, ancak kaşifler meraklı bir tehlike olana kadar asla pes etmeyin. İşte biz insanlar bu garip uçsuz bucaksızlığa can simidi olmadan dalıyoruz, bazen boğulma tehlikesiyle karşı karşıyayız, bazen bizi aşağı çekiyoruz, görünmez bir el bizi sudan çekiyor, bu uçsuz bucaksız, bazen çekiliyoruz. vurmak. İstisnasız herkes hayatını şüpheyle geçirir. Şüphesiz en büyük kaygımız varlığımızı anlamlandırmaya çalışmaktır. Bu sorgulama, insan merakını besler ve belirsizliğini ortaya çıkarır, ancak her zaman faydalı sonuçlar doğurmaz. Elbette, bu girişi yazarken makalelerin akademik ve edebi dilde yazılma biçimi beni şaşırttı, ancak gerçekte bu sorular bilimsel kelimeler değil, kelimelerin kullanımındaki uyumdur. Aslında, bilinçli bir düzeyde, insanlar bu istekleri içe dönük bir tarzdan ziyade sanatsal bir tarzda yaparlar. Bu makaleyi yazarken bile, insanlar size altı kırmızı çizgiyle
yanlış kelime söyleyen Microsoft Word'ün aksine bazen sorular soruyorlar. Varlıklarının bir anlamı yoktu ama sanki bağımlı olmak istiyorlardı. Curiosity ayrıca Cuff Mountain
'deki Red Apple hakkında bilgi edinmek istiyor, ancak yapacak çok işi olduğu için tek yol olarak kendi Mind Training Aracını kullanıyor. kaybolmuş bir araba, zihninin trenine girdiği tüm karanlık tünellerden habersiz.
bu kayıpları bir sanat vazosunda birleştiriyor ve bizi yeni bir anlamla tanıştırıyor. Bazen değiştirilirler, bazen öldürücüdürler ve en az
delirirler.
Varlık devam eder ve Varlık yaşar, var olmak için yarattığı araçları kullanarak öğeleri yaratır ve dönüştürür.
soğutucular, defterler ve ilaçlar için ağaçlar, çiftliklerde hayvanlar yaratılıyor, sonra yok ediyor, yok etmeye devam ediyor, temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra da sanat yapıyor, bazen kendi çıkarları için savaşıyor,
'de insanları nasıl yok edeceğini biliyor, eğlendiriyor. savaşır, halkla barışır, cesaret toplar, anlaşmalar yapar, iki varil petrolü unutur, ikisi
milyon kaybeder. Bagaj için yağ, araba ölmeye başladı ve
çalıştı, araba pazarın ortasında patladı, intihar bombacısı patladı, savaş yeniden başladı, ateş edenler oraya bir anıt dikti. Bunun yerine, neşesinde
kanla patladı. Ölüler adına, insanlarla başlayan ve devam eden ilginç bir ölüm döngüsü. Kuşkusuz kâşif, ölümünü bilmeden keşfini yapamazdı.
Merak insanın en büyük hizmetkarıdır ve yaylayı gezdiğini öğrendiğinde siyah ten rengine rağmen
. yüzyılı almıştır ama savaş bir kanundur. Kült dışında, kelebeklerin kozalarından kurtulmaya çalışmasına yardım etmemek onun için gerçek bir iyilik
. Onu atsa bile, ayağına plastik sandalet giyen
kişi Afrika'da fakir, yani
tasarımcı ayakkabılarıyla özgürce koşamayan, şehrinde gerçek bir fakir adam. Kim olduğunu anlayacak, anlamaya devam etti. Uzaya bakan, karanlık çağı unutan ve evrenin yaşı başlayan bir adam,
ölümlü bedeninde hevesle yeni bir macera arar ve
, bilgisayarların sanal dünyasına atlamayı seven bir çocuğu ima eder. "Hoş geldiniz. Tam ışıkta teknoloji çağı" diye yazdı.
Allah'ın yarattıklarına aşık olur Bir şeyler bulur, yaratır, yaratır, yaratıcı oyunlar der, yaratıcı
başlığına çok düşkündür ama duruyor yalnız bırakıldığımı iddia etmiyorum.
Gemi kafasında çılgın sorularla yolculuğuna devam ediyor, yazım hatalarıyla dolu kesinlikle merak etmeyin,
serbest dernek, benim fikrim bulutlardaki uçurtma gibi Skip,
uzmanın "deli" dediği o zaman tamamen özgürüm , sözde toplum medeniyetten yürürken çılgın bir deli istasyona yaklaşmak bir çelişkidir bilmiyorum ne
bilmiyorum zaten
'nin elden çıkacağını düşünmüyorsam, benim için mükemmel bir huni, ve stilistler de satışlarını patronlarına satıyorlar Yapmak zorundaydılar, bu noktada
heyecanlandı. Tren kaymaya devam ediyor ve devam ediyor. Kaçtığı tek şey senin çılgın, tutarsız, önemsiz medeniyetin, aslında beni deli eden sensin.
sivrisinek sürüsünü ısırdığı için yok ettiği bir insan barbar kolonisi, aslında size sağladığı kanla yumurta yetiştiren zeki bir sinek olduğunu keşfetti. Maalesef
, ama ben ne diyorum? Siz, bir kişinin düşüncesini geliştirmek için varlığını azaltmayı hak ettiğini düşünen aynı kişi. Bencil ve seçkin yaratık, kibirli ve nankör. Üzücü olan şu ki ben bir insanım, taşıyıcı bir bedende bir insanım ve tek amacım ruhumu kurtarmaya çalışmak, kendimi senin ellerinden kurtarmaya çalışıyorum, deli olduğumu biliyorum çünkü farklıyım senden, ama ben bunu istiyorum. Kalbimde senden saklanmalıyım, en karanlık kuyuda saklanmalıyım, ama beni kaybettiğin kalbinde bulamazsın. Zekisin ama öğrendikçe daha da akıllı hale gelen yeni
'min varlığı seni ve beni barbar uygarlığınızdan kurtaracak.
'de ben karardıkça her şey aydınlanıyor Her şey, senin suni güneşin kaybolduğunda, içimdeki ışık ne kadar parlıyor ve ben kalbimi ne kadar yakıyorsam, o kadar parlak oluyorum.
Sanırım öyle, belli belirsiz trene bakmanın sevincini anlamaya başlıyorum. Ve kalbimde
numaralı trenin koridorlarında dolaşmayı bıraktım.
Ve Mindtrain yolculuğu son istasyonda sona erdi ve bavullu tek tren yolcusu gizlice inince,
yorgun bir merdivenle yabancıya gönderildi ve ortadan kayboldu. .
ruhu kaçırılan ipin ucuna bir balon koyar ve mavi bulutlarda sallanır, yaramazlar bu balonu ister,
balonu ipin ucuna geri getirir ve diğer kıskanç çocuklar yapabilir.. Onu kaldırın ve diğerlerini incitmemek için güzelliğine dokunulmaması için baloncukları patlatın. Son bıraktığım enkaz sokaklara saçılmış, yoldan geçenler
'den nehre, oradan denize, oradan da denize su ile karışarak bana derin bir huzur getiriyor. Gönül balık olur
'nin anlamsız denizinde, kalbim bir oltaya takılır özgürlüğümün enginliğinde ve yemek yerim
, psişemin son parçası vitamin olur öyle ruh bir kişinin fikrini verebilir.
Ve ruh treni yolculuğu son istasyonda sona erdi, sıradan bir bavulu olan tek yolcu indi ve
bilinmeyen bir dünyaya götürüldü ve yorulmadan ortadan kayboldu. Ve biz bunu ahenkli bir dille bir akıl hastalığı olarak teşhis ediyoruz.
Ama her şey saf bir merakla başladı.
Yaşamak
Yaşamak...
Hayatını sürdürmek ve türevi anlamlara gelen bir terim peki gerçekte böyle mi yaşamak. Kısmen doğru olsa da bizim gibi bilinci olan canlılar için daha fazla anlam barındırabilir bu kelime. Bir bitki canlı olarak yaşar evet ama sadece canlılığını sürdürür. Bizim gibi sevinemez, üzülemez, karar veremez, iyilik veya kötülük yapamaz. Ekolojik açıdan düşünürsek doğaya bizden çok iyiliği dokunur ama bunu yaptığının farkında olmaması veya bunu yapmayı istemesi gibi bilinçli hareketleri oĺamadığından (belki ilerde olabilir) bu kelime şimdilik sadece bizim için başka başka anlamlara gelebilir. Neyse asıl söylemek istediğim konuya gelirsek birçok insan kelime anlamının dışında yaşadığını zanneder fakat bence toplumun %90’lık kısmı sadece kelimenin anlamına uygun yaşar. Hayır ben öyle değilim, farklıyım dersin şimdi sen ve haklısın da farklısın hattâ eşsizsin. Senden bir tane daha yok dünyada. Bu herkes için geçerli. Evet. Yaşamak diyordum. Yaşamak yürek ister.
Belki de bu yüzden çoğu insan canlı doğmaz.
çoğu sadece yaşadığı günü kurtarır ve
hayatta kalmaktan mutludur. Ezilirler, seninki gibi. Aynı Varlık
Cesaret ister. sarsılmaz gerçekleri kabul etmek ve bu kararlılıktan yeni bir yaşam zevki yaratmak Değiştirebilirsin Her şeyi değiştirmeye çalış
Düşündüğün gibi, korkutucu insanlar
bu dünya, zorluklar, yaşam koşulları vs. değil.
kişi kendinden daha çok korkar.
duygularından, kusurlarından, acılarından, coşkusundan korkar..." Geçen yüzyıl, hayır Şaşırtıcı değil insanın özünün, ruhun kısaca her şey varken aynı kalması şaşırtıcı değil. sürekli değişiyor...
Yaşıyor diyoruz.
Aile, çevre, doğa ile kesintisiz iletişim…
Yeni arkadaşlar edinir, farklı şehirleri ziyaret eder ve muhtemelen farklı ülkeler tanırız. Evliyizdir.
çocuğumuz da olabilir. Bazılarımız boşluğunu kaybedebilir ama beynimizden geçen düşünceler bizi rahat hissettirmez.
Her zaman dışarıda değil, içimizdedir, çoğu zaman gürültü.
Sıkılmış hali, diğer her şey gibi, monoton hale gelir. Ve yorgunluk bizi asla terk etmez...
Ama hep yorgun... yorgun...
Beladan başka bir şey kalmaz!
hayatta inatçı olmayı bıraktığımızda ve bin bir bahane ile uyum içinde olduğumuzda elde ettiğimiz tek şeydir.
Bugün nehrin akıntısına kapılmak daha da zor görünüyor. Yeni bir kapı açıp kapı açıkken girip çıkmak konusunda daha da gerginim! ...
Wild haklı, yani "insanlar kendilerinden daha çok korkarlar" der. Çünkü kendini gerçekleştirmenin ilk ve en büyük adımının kendini bilmek olduğunu bilen ama ona sarılmayan, hayatı erteleyerek tüketir.
Yine, insan en az sevgiyi yer ve farkında olmadan kendisine en güçlü nefreti verir.
Sözle ifade edilsin ya da edilmesin tüm duygularla iç içe yaşamak yürek ister. Kenardan değil merkezden yaşamak, risk almak ve lezzetin kıymetini bilmek cesaret ister.
Yük olmadan sorumlu bir şekilde yaşamak cesaret ister. Bilmiyorum, bu yüzden karmaşıklaştı belki her şey.
İçimizde saklı arzularımız var ama harekete geçiremiyoruz. Ama hareket varoluşun kanıtıdır...
Sonra hızla kalkarız ve döngünün başında birbirimizi anlamaya başlarız, neyi değiştiremeyeceğimizi ve neyi değiştiremeyeceğimizi kabul ederek. Yapabilecekleriniz için yürekten çalışın!
Uyku
Bizi sağlıklı tutan birçok faktör arasında uyku önemli bir yer. Yemek gibi temel fiziksel ihtiyaçlardan biri de uykudur. Günlük yaşamımızın verimliliği, geceleri yaşadığımız uyku kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Vücudumuz ve zihnimiz, uykuda uyanmanın verdiği hasarı onarabilme özelliği ile ertesi güne dinlenmiş ve fonksiyonel bir şekilde başlar. Gün içerisinde hafızamız güçlenir ve hareketlerimize daha fazla dikkat ederiz. Uyku bozuklukları, performans düşüklüğü, konsantrasyon eksikliği, hoşgörüsüzlük, karamsarlık, öfke, kaygı ve aşırı duyarlılık gibi birçok olumsuz durumla ilişkilidir. Bağışıklık sistemimize zarar verir ve hastalıklara kapı açar. Sağlıklı bir vücut için düzenli bir uyku düzenine sahip olmak çok önemlidir. Yetişkinler için günde 79 saat uyku yeterli iken çocuklar için 1012 saat uyku yeterlidir. Daha iyi bir uyku kalitesi için aşağıdaki uyku hijyeni ipuçları uygulanabilir:
1) Her gün aynı saatte yatağa gidin. Çok yorgun olsanız bile, her zamanki saatinizde uyumaya çalışın.
2) Her gün aynı saatte yataktan kalkın. Farklı bir saatte yatsanız bile, ne olursa olsun sabah
'de uyanın. Hafta sonları bile bu kurala bağlı kalın ve her zaman aynı saatte uyanmayı alışkanlık haline getirin. Uyku rutinini sürdürmek için uyku ve başlama zamanı çok önemlidir.
3) Uyandıktan sonra yatakta kalmayın. Şekerleme yapmak bir rahatlama değildir ve uykunuzu bozabilir.
) Onu uyumaya zorlamayın. Uykunuz gelene kadar uyumayın. Uykusuz 30 dakikadan fazla yatakta kalırsanız, meditasyon yapmak (örneğin, karanlıkta kitap okumak), sıcak duş almak gibi rahatlatıcı aktivitelere katılmak veya rahatlatıcı bir müzik aleti dinlemek için yataktan çıkın. dönüş. Uykun geldiğinde uyu.
5) Akşamları kahve, çay, kola, enerji içecekleri ve alkol gibi içeceklerden kaçının. Bunun yerine sıcak
süt, ayran, ıhlamur, adaçayı, papatya gibi içecekleri tercih edebilirsiniz.
6) Yatmadan önce yemek yemeyin (yatmadan yaklaşık 2 saat önce).
7) Sadece uyumak için bir yatak kullanın. Yatakta yemek yemeyin, TV izlemeyin veya kitap okumayın.
8) Yatak odanızın sessiz ve karanlık olduğundan emin olun.
9) Geceleri düzenli olarak egzersiz yapın veya yürüyün, ancak yatmadan 3- saat önce yorucu fiziksel aktivitelerden kaçının.
10) Günde bir saatten fazla uyumamak.
Uykusuzluğun dünyadaki birçok hastalığın nedenlerinden biri olduğu söylenir. Uykusuzluk son yıllarda giderek daha ciddi bir sağlık sorunu haline geldi. Obezite, uyku bozukluklarının neden olduğu tehlikeli hastalıklardan biridir. Obezite ve uykusuzluk birbirine neden olur.
kişi uyuyamadığında vücutlarında bazı hormonal dengesizlikler meydana gelir. Bu kilo alımına neden olur. Örneğin kortizol
hormonu normal koşullarda gece en düşük düzeyde, gündüz en yüksek düzeyde salgılanır. Uykusuz kalındığında kortizol
hormonunun aşırı salgılanması nedeniyle vücuttaki yağ miktarı artar. Beynimize doyma sinyalini veren leptin
hormonu, acıktığımızda salgılanan ghrelin hormonudur. Uyuyamadığınızda, daha fazla ghrelin ve daha az leptin ile aç kalırsınız. Sonuç olarak, gece yediğiniz yiyecekler kilo almanıza neden olacak şekilde geri gelecektir.
Araştırmalar, günde 8 saat uyuyan kişilerin, günde 5 saat uyuyanlardan daha fazla yağ kaybettiğini bulmuştur. Bir araştırmaya göre, günde beş saat uyuyan insanlar, normal uyuyanlardan 300.
kalori daha fazla tüketti. Dolayısıyla obeziteye neden olan temel sorunun uykusuzluk sorunu olduğu ortaya çıkıyor.
Peki, iyi bir gece uykusu almak için diyetimiz ne yapmalıdır?
Akşamları yüksek yağlı ve yüksek yağlı diyetlerden kaçının. Yağlı yiyecekler yemek hazımsızlığa neden olabilir ve uykuya dalmanızı engelleyebilir.
süt ve ürünlerinde bulunan triptofan adı verilen amino asit sayesinde daha rahat uyuyabilirsiniz. Yatmadan 2 saat önce bir bardak süt içebilirsiniz. Uyku artırıcı
amino asit triptofanı içeren diğer besinler ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişler ve elma, muz ve kayısı gibi
meyvedir. Yatmadan 2 saat önce 987 badem veya 23 fındık, yoğurt,
daha kolay uykuya dalmanıza yardımcı olacaktır.
Türk kahvesi, filtre kahve, taze demlenmiş çay ve enerji içecekleri kafein içeriği yüksek içeceklerdir. Uykusuzluk çekiyorsanız, yatmadan 56 saat önce bu kafeinli içecekleri azaltmalısınız.
Melissa ve Papatya, size güvenlik hissi veren bir bitki çayıdır. İyi bir gece uykusu için yatmadan 1 saat önce 1 bardak içmelisiniz
.
Hepimizin çok sevdiği ve sürekli tam alamadığımızdan dolayı şikayet ettiğimiz hatta baldan tatlı olarak gördüğümüz bir dinlenme türü. Uyku bedenimiz için biyolojik bir ihtiyaçtır. Bu sürede beynimiz gün içindeki yorgunluğunu uyku sayesinde atar. Uykudayken kimimiz güzel rüyalar görürken kimimiz de kabus olarak nitelendirdiğimizi rüyalar görürüz. Bu rüya olayını çeşitli şekilde anlamlandıranlar olmuştur. Bilimsel açıdan baklırsa rüya gün içinde yaşadıklarımız ve daha önceden yaşadıklarımızla bilinçaltımızdaki düşüncelerin, korkuların endişelerin , mutlulukların ortaya çıkışıdır. Rüyalarımızdaki abartılı olaylar ve olağanüstü yaratıklar da uyurken bilincimiz bizim kontrolümüzden çıktığından ve herhangi bir kontrol mekanizması da olmadığından beynimiz bu olayları abartır. Mesela birisine çok sinirlendiniz ama hıncınızı alamadınız ama çok almak istediniz yine de alamdınızsa bunu bir süre sonra unuttum sanırsınız ama aslında unutmazsınız bilinçaltınıza atmış olursunuz. O olaya karşı duyduğunuz istek orada filizlenir ve size rüya olarak sunulur. Siz onun için ne fantaziler kurduysanız beyniniz buna biraz abartı ekleyerek size sunar ve o gece rüyanızda adamı tek elinizle bir ip sallar gibi sallayabilir ve onu gerçek anlamda yerden yere vurabilirsiniz. Böylece içinizde kalıp düşünce kalabalığı olmasın diye beynimiz böylece kendini deşarj eder. Ne yazık ki her zaman deşarj ederk kurtulamayabilirsiniz çünkü eğer bilinçaltınızdaki düşünce sizin için kötü bir hatıra ise bu sizin için geri dönülemeyecek bir yere götürebilir. Şizofreni olmaya kadar yolu var bunun. Bilindiği üzere beynimiz gerçek ile hayali veya rüyayı birbirinden ayıramıyor bu yüzden gördüğümüz her rüya bize gerçekmiş gibi gelir. Mutlu bir rüya gördüğümüzde bu yüzden mutlu olur bir kabus gördüğümüzde de bu yüzden korkarız. Daima güzel rüyalar görmeniz dileğiyle...
Oyun
Eski zamanlardan beri insanoğlunun hem stres atmak hem de gerçeklikten biraz uzaklaşmak için icat ettiği çeşit çeşit eğlence biçimleridir. Oyun sayesinde gelişmişlik seviyemiz bu seviyeye geldi diyebilirim. Neden dersek gerçek hayatta yapamadığımız bazı şeyler bize oyunda yapma imkanı verir. Mesela birini öldürürsek hapse atılırız özgürlüğümüze bir sınırlama getirilir. Hırsızlık yapamayız aynı şekilde. Yeterli paramız yoksa istediğimiz şeyi alamayız. Bazı kurallar çerçevesinde yaşamak zorundayız. Oyun dünyası bize bütün bunların dışında yaşanılacak bir yer sunar. En basitinden sek sek oyunu hayatın bize getirdiği stresi atmamızda bize yardımcı olur. Sek sek oyunu oynayan çocuklara baktınız mı hiç nasıl da hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi sadece eğlencelerine odaklanmış görünüyorlar.
Anonim bir şiirde şöyle der:
Eski yastık.
Bana yüzünü göster.
Gösteremiyorsan, poz vermeyi dene.
Bana yüzünü göster.
Gösteremiyorsan, poz vermeyi dene.
Bu oyunu en son ne zaman oynadın?
Ne zamandır onu bulmak isteyip ya da bir köşede saklanıp onu bulmak istememek ikilemiyle yaşadın?
Bu konulara harcanan zamanın, günümüzden uzaklık ve stresin nedenleriyle başa çıkma mekanizmalarının yetersizliği ile doğru orantılı olduğunu varsayıyoruz. Test kurulumu size kalmış. Hipotezimi yüzlerce kez değiştirmeye çalıştım. Güncel tarihe yakın bir oyun oynayın ve stresli ve zorlu olduğunuzu kanıtlayın!
Küçükken çorapla oynardım. Annem de çekmeceye kum koyar, elindeki çoraplarla gülerek oyun oynar, yemesine izin verir ve değerli zamanını harcardı. Çoraplı
oynadığımı hatırlamıyorum ama herkes onun aptal bir çocuk olduğunu söyledi. Bir gün bu sevdiğim oyun beni
'ye götürecek, nasıl? Metni biraz daha okumazsan, sana söylemem.
Winnicott, oyunu bir geçiş alanı olarak tanımlar. Oyun yoluyla çocuk, içsel gerçekliğini dış gerçekliğe yaklaştırarak ruhsallaştırılabilir. Çocuğun içsel dürtüleri oyun yoluyla iletilir, sevilme ihtiyacı,
şiddet eğilimi… bu dış dürtüler oyun yoluyla oluşturulur ve yapılandırılır. Oyun, çocuklarda
davranışı modellemenin en ideal yoludur.
Ceza hiç anılmaması gereken bir kavram. Şiddet oranını gösteren
araştırma varken ve medyada bu kadar çok şiddet içeren dizi/dizi varken bunu toplumda suistimal ediyoruz. Ah, ceza sisteminden uzak durun...
Zimbardo ve Bowlby gibi bilim adamları bu konuda yeterince araştırma yapıyorlar... Tabii ki, aktivite arttırıcı
büyük rol oynadı. Ancak, takviyeleri başarılı bir şekilde sunmak için yöntemin uyarlanması gerekir. Bugünün ebeveynleri
'deki iyileştirmeleri donanım iyileştirmeleriyle sınırladığından, şimdi
paradoksundan memnun değiller. Ödüllendirici davranışlarla pekiştirilir. Basitçe söylemek gerekirse, çocuklar bir bisiklet satın aldıkları için minnettardır. Oyuncak almadan öğrenmeyi reddeden yaramaz bir çocuk ve ailesinin hikayesi.
Doğru zamanda oynamazsanız, çocuklar sizin gelişim oyununuzu kurallarına göre oynamazlar.
Ve eğer çocuğunuzla oynamazsanız, her türlü teknik şeyle oynayacaktır. Sonra çocuğunuzdan şikayet etmeye başlıyorsunuz, “Bu çocuk bilgisayarlardan ne anlıyor?”...
Ben senin çocuğunla oynuyorum demiyorum. O yüzden bu yazıyı ben yazmadım! Bunu henüz çocuğu olmayanlar için yazıyorum,
...
Çocuk gibi oyna dedim.
Ocak ayının ilk haftası sabah erkenden bavulumla İstanbul'a çıktım. Hedefim hala çok uzakta.
eldivenim var ama kahramanımın eldiveni yok, bavulu var. İçimdeki çocuk yerde kartopu yapıp atmak istiyor.
Kalbimdeki ses, "Sen harika bir kadınsın ve eldivenli, valizli insanlar var. O küstahlık ne? Ve demek istediğim
bu hiç adil değil. Sonuçta bu hiç adil değil. Tutamıyorum ve kartopu fırlatıyorum Kahramanım elindeki bavulu düşürdü, arkasına baktı ve hemen gülümsedi. Üşümediğimiz için mutluyuz. Ya oynamazsam?
Cevap vereyim: Sakince birbirimizi düşünecek ve uzun uzun konuşacak harika insanlar olacağız.
oyun oynadığımda mutlu olduğumu düşünüyorum. Stresimiz azaldı.
.
Çok düşünmüyorum, yazıyorum.
Kimse dikkatli görmedi yazdıklarımı...
Yazdım çünkü paylaşmaya cesaret etmek istedim.
Hadi, tekrar oyna!
Not: Çoraplar nasıl çalışır? Yorulmadan okuyanlar için. Bir gün, tacize uğrayan 987 yaşındaki bir kızla röportaj yaparken, ailesinden bizi bir süre yalnız bırakmalarını istedim. Yazar çıkınca
benimle büyük bir sır paylaştı ve "Biliyor musun, sihirli çoraplarım var!" dedi. Her seferinde
çorabı sıkmadan önceki gibi esneyip bekler ve iyileşir. Çoraplarını görmek istiyorum ama bende var.
Aldığım çoraplar da yırtıldı. Biz de kendimiz için malzeme yapıyoruz. Eski bebek çorapları Magic Puppet Socks
'ye dönüştürüldü. Terapist ya da çocuk yoktu, etkinliği sadece iki oyuncu şekillendirdi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bugün
Şöyle derinlemesine düşünün bir. Bugünde mi yaşıyorsunuz yoksa Pişmanlıklarla dolu geçmişinizde kapana mı kısılmış durumdasınız? ...
-
Sadece erkeklerin kaldığı ve bir hapishanede geçen bir filmin (The Price of Bondage) beni bu kadar etkileyeceğini hiç düşünmemişti...
-
Film, insanların tam olarak anlayamadığı küplerin içinde uyanan insanların mücadelelerini konu alıyor. Çeşitli meslek ve karakterle...
-
Yavaş ama hızlı bir şekilde bilgimiz dışında hayatımıza sızan bazı sistemler, bireyin bireyselliğini ve ruhunu devralır. Sosyal a...