Oyun


Eski zamanlardan beri insanoğlunun hem stres atmak hem de gerçeklikten biraz uzaklaşmak için icat ettiği çeşit çeşit eğlence biçimleridir. Oyun sayesinde gelişmişlik seviyemiz bu seviyeye geldi diyebilirim. Neden dersek gerçek hayatta yapamadığımız bazı şeyler bize oyunda yapma imkanı verir. Mesela birini öldürürsek hapse atılırız özgürlüğümüze bir sınırlama getirilir. Hırsızlık yapamayız aynı şekilde. Yeterli paramız yoksa istediğimiz şeyi alamayız. Bazı kurallar çerçevesinde yaşamak zorundayız. Oyun dünyası bize bütün bunların dışında yaşanılacak bir yer sunar. En basitinden sek sek oyunu hayatın bize getirdiği stresi atmamızda bize yardımcı olur. Sek sek oyunu oynayan çocuklara baktınız mı hiç nasıl da hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi sadece eğlencelerine odaklanmış görünüyorlar.
Anonim bir şiirde şöyle der:
Eski yastık.
Bana yüzünü göster.
Gösteremiyorsan, poz vermeyi dene. 

Bu oyunu en son ne zaman oynadın?
Ne zamandır onu bulmak isteyip ya da bir köşede saklanıp onu bulmak istememek ikilemiyle yaşadın?

Bu konulara harcanan zamanın, günümüzden uzaklık ve stresin nedenleriyle başa çıkma mekanizmalarının yetersizliği ile doğru orantılı olduğunu varsayıyoruz. Test kurulumu size kalmış. Hipotezimi yüzlerce kez değiştirmeye çalıştım. Güncel tarihe yakın bir oyun oynayın ve stresli ve zorlu olduğunuzu kanıtlayın!
Küçükken çorapla oynardım. Annem de çekmeceye kum koyar, elindeki çoraplarla gülerek oyun oynar, yemesine izin verir ve değerli zamanını harcardı. Çoraplı
oynadığımı hatırlamıyorum ama herkes onun aptal bir çocuk olduğunu söyledi. Bir gün bu sevdiğim oyun beni
'ye götürecek, nasıl? Metni biraz daha okumazsan, sana söylemem.
Winnicott, oyunu bir geçiş alanı olarak tanımlar. Oyun yoluyla çocuk, içsel gerçekliğini dış gerçekliğe yaklaştırarak ruhsallaştırılabilir. Çocuğun içsel dürtüleri oyun yoluyla iletilir, sevilme ihtiyacı,
şiddet eğilimi… bu dış dürtüler oyun yoluyla oluşturulur ve yapılandırılır. Oyun, çocuklarda
davranışı modellemenin en ideal yoludur.
Ceza hiç anılmaması gereken bir kavram. Şiddet oranını gösteren
araştırma varken ve medyada bu kadar çok şiddet içeren dizi/dizi varken bunu toplumda suistimal ediyoruz. Ah, ceza sisteminden uzak durun...
Zimbardo ve Bowlby gibi bilim adamları bu konuda yeterince araştırma yapıyorlar... Tabii ki, aktivite arttırıcı
büyük rol oynadı. Ancak, takviyeleri başarılı bir şekilde sunmak için yöntemin uyarlanması gerekir. Bugünün ebeveynleri
'deki iyileştirmeleri donanım iyileştirmeleriyle sınırladığından, şimdi
paradoksundan memnun değiller. Ödüllendirici davranışlarla pekiştirilir. Basitçe söylemek gerekirse, çocuklar bir bisiklet satın aldıkları için minnettardır. Oyuncak almadan öğrenmeyi reddeden yaramaz bir çocuk ve ailesinin hikayesi.
Doğru zamanda oynamazsanız, çocuklar sizin gelişim oyununuzu kurallarına göre oynamazlar.
Ve eğer çocuğunuzla oynamazsanız, her türlü teknik şeyle oynayacaktır. Sonra çocuğunuzdan şikayet etmeye başlıyorsunuz, “Bu çocuk bilgisayarlardan ne anlıyor?”...
Ben senin çocuğunla oynuyorum demiyorum. O yüzden bu yazıyı ben yazmadım! Bunu henüz çocuğu olmayanlar için yazıyorum,
...
Çocuk gibi oyna dedim.
Ocak ayının ilk haftası sabah erkenden bavulumla İstanbul'a çıktım. Hedefim hala çok uzakta.
eldivenim var ama kahramanımın eldiveni yok, bavulu var. İçimdeki çocuk yerde kartopu yapıp atmak istiyor.
Kalbimdeki ses, "Sen harika bir kadınsın ve eldivenli, valizli insanlar var. O küstahlık ne? Ve demek istediğim
bu hiç adil değil. Sonuçta bu hiç adil değil. Tutamıyorum ve kartopu fırlatıyorum Kahramanım elindeki bavulu düşürdü, arkasına baktı ve hemen gülümsedi. Üşümediğimiz için mutluyuz. Ya oynamazsam?
Cevap vereyim: Sakince birbirimizi düşünecek ve uzun uzun konuşacak harika insanlar olacağız.
oyun oynadığımda mutlu olduğumu düşünüyorum. Stresimiz azaldı. 
.
Çok düşünmüyorum, yazıyorum.
Kimse dikkatli görmedi yazdıklarımı...
Yazdım çünkü paylaşmaya cesaret etmek istedim.
Hadi, tekrar oyna!
Not: Çoraplar nasıl çalışır? Yorulmadan okuyanlar için. Bir gün, tacize uğrayan 987 yaşındaki bir kızla röportaj yaparken, ailesinden bizi bir süre yalnız bırakmalarını istedim. Yazar çıkınca
benimle büyük bir sır paylaştı ve "Biliyor musun, sihirli çoraplarım var!" dedi. Her seferinde
çorabı sıkmadan önceki gibi esneyip bekler ve iyileşir. Çoraplarını görmek istiyorum ama bende var.
Aldığım çoraplar da yırtıldı. Biz de kendimiz için malzeme yapıyoruz. Eski bebek çorapları Magic Puppet Socks
'ye dönüştürüldü. Terapist ya da çocuk yoktu, etkinliği sadece iki oyuncu şekillendirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bugün

Şöyle derinlemesine düşünün bir. Bugünde mi yaşıyorsunuz yoksa   Pişmanlıklarla dolu geçmişinizde kapana mı  kısılmış durumdasınız?  ...